İzlenen dönemde nefret söyleminin gazetelerde en çok etnik grupta Ermeniler, Kürtleri, daha az biçimde Rumları, dini grupta ise genel olarak Hıristiyanları ve ardından Yahudileri hedef aldığı gözlenmiştir. Bir köşe yazısı diğerlerinden farklı olarak Danimarkalıları konu edinmiştir.
İncelenen gazetelerde yer alan nefret söylemi örnekleri kendi içinde içerdiği olumsuz önyargı ve genellemelerden, hakaret, aşağılama, düşmanca söyleme dek çeşitli kategorilere ayrılarak incelenmiştir.
- Abartma / Yükleme / Çarpıtma
- Küfür / Hakaret / Aşağılama
- Düşmanlık / Savaş Söylemi
- Doğal Kimlik öğesini nefret aşağılama unsuru olarak kullanma / Simgeleştirme
olarak sıralanan bu kategoriler, nefret söylemi biçimlerini ve bu söylemin haberlerde, köşe yazılarında ve ikonografik öğelerde ne şekilde kullanıldığının anlaşılmasına katkıda bulunacaktır.
Çalışmada nefret söyleminin en çok köşe yazarları tarafından kullanıldığı dikkat çekmektedir. İncelenen 14 nefret söylemi içeren örneğin 11’ini köşe yazıları, üçünü haberler oluşturmaktadır. Haberlerin kaynağı belirtilmemiştir. Söz konusu üç haberin tümü ilk sayfada yer alırken, ikisi manşet haber niteliği taşımaktadır. Bir haber ise manşet haber olmasa da ilk sayfadan anonslanmıştır. Bu durum söz konusu haberlerin yazı işlerinin ortak inisiyatifi ve görüşünü yansıttığı izlenimini yaratmaktadır.
İncelenen köşe yazıları ve haberlerde belirlenen nefret söylemi kategorilerinden en çok Düşmanlık / Savaş Söylemi’ne girebilecek örnekler (7 örnek) tespit edilmiş, onu Küfür / Hakaret / Aşağılama (5 örnek) izlemiş ardından Abartma / Yükleme / Çarpıtma (2 örnek) ve Simgeleştirme (2 örnek) gelmiştir.
Aşağıdaki örneklerin analizinde daha detaylı şekilde görüleceği gibi haberlerin, köşe yazılarının söylemlerinde öne çıkan unsur tüm metne hakim olan “biz” ve “onlar” yöntemiyle hedeflenen grubun ötekileştirilmesidir. Çoğunlukla bir ırka (Türkler ve yanı sıra Azeriler) ve de dine (Müslümanlar) gönderme yapan “Biz” den bahsedilirken sahiplik belirtir iyelik ekleri mutlaka kullanılmaktadır : Milletim(iz), Vatanım(ız), Devletim(iz), Hükümet(imiz), Aslanım, Askerimiz, Düşmanımız gibi bir birliğe ve bu birliğin sahip olduklarına (vatan, toprak, Anadolu, sağlıklı yaşam) referans yapan sözcükler sıklıkla kendine yer bulmakta, hedeflenen “onlar” diye hitap edilen gruba haddini bildirme üslubunda bu sahiplik dayanak olarak alınmaktadır.
Örneklerde dikkat çeken bir diğer unsur da özellikle milliyetçi, muhafazakar ideolojiyi benimseyen yayınlarda yer alan haber ve köşe yazılarında duygu belirtir sözcükler ve noktalama işaretlerine bolca yer verilmesidir. Özellikle köşe yazılarında savunulan görüşün haklılığının gerekçelerle ortaya konmasıyla yetinilmemekte, bazı sözcüklerin öneminin ortaya konması için çoğu durumda koyu renkle yazı, bazı durumlarda tüm harflerin büyük harfle yazımı (TÜRK, IRKDAŞ, AZERBAYCAN) ve duygu belirten ünlem işaretinin birden fazla kullanımı söz konusudur. Haberlerde ise özellikle manşete çıkarılan haberlerde yine öfke duygusunu, nefreti daha yoğun biçimde yansıttığı düşünülen tüm harflerin büyük harf olarak kullanıldığı başlıklar tercih edilmekte bir yönüyle (son dönem internet dilinde kullanımıyla yaygınlaşan, benimsenen) bağıran bir üslup ortaya konmaktadır. Bir başka deyişle milliyetçi, muhafazakar ideolojiyi benimseyen basında nefret söylemini benimseyen haber ve köşe yazıları çoğunlukla nefret duygusunu altını, çizerek, bağırarak okuyucuyu da bu nefrete ortak olmaya, nefret edilene karşı harekete geçmeye teşvik etme amacı taşımaktadır. Basın tarihi bu tür kışkırtmaların yol açtığı toplumsal olayların acı sonuçları konusunda azımsanmayacak çok örnekle doludur.