“Türkiye Medyasında Kadınların Temsili: Gazete ve İnternet Haberciliği” raporu, kadınların faili yahut mağduru olduğu olayların haberleştirilme süreçlerini toplumsal cinsiyet açısından ele alıyor. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ve genelde her türlü sistematik ayrımcılığın bütüncül olarak ele alınmadığı bir bağlamda, haberlerin cinsiyetçi sonuçları, habere konu olan olaylardaki cinsiyetçilikle sıkı sıkıya bağlıdır. Yani, kadın cinayetlerinin sıklığı toplumdaki cinsiyetçilikten kaynaklanıyorsa, kadın cinayetinin haberleştirilmesindeki cinsiyetçilik de aynı toplumsal bağlamın farklı bir sonucudur. Bu rapor, ikincisi üzerinde durarak, kadınlara dair haberlerdeki cinsiyetçiliğin izini sürerek birtakım sonuçlar ortaya koyuyor.
Öncelikle medya izleme raporlarında ve genel olarak cinsiyet odaklı medya incelemelerinde oldukça sık zikredilen “cinsiyetçiliğin yeniden üretilmesi”, medya ve cinsiyetçilik arasındaki karmaşık ilişkiyi açıklamakta çok yetersizdir. Bu raporda; cinsiyetçiliğin kadınları dışlayan, aşağılayan, ötekileştiren bir dil kadar yücelten ve makbul bir kadınlığa çağıran, bu kadınlığı kurmak için kadınları sorumluluğa çağıran bir dille de kurulduğu öne sürülüyor. Kadınların mağduriyetleri de, faillikleri de onların makbul kadınlıktan taştıkları durumlarda başlarına gelen belalar olarak resmedilir. Bunun karşısında makbul kadınlık tanımları da bu belalara varmamak için tutulacak hayat yolunu, medya üretim tekniklerinin elverdiği ölçüde gösterir. Bu çalışma, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının her iki ucunu da, haberlerin üretim tekniklerini ve ele aldığı olaylarda kullandığı temsilleri açığa çıkarmayı amaçlıyor.